Değerli meslektaşlarım,

Türkiye ekonomisinin genel yapısı itibariyle, belli periyodlarda kriz yaratan bir yapıda olduğunu biliyoruz. Gerek yerel sermayenin güçsüzlüğü gerekse uluslararası sermayenin spekülatif yapısı, ekonomimizin sık sık krizlere girmesine neden olmaktadır. Bu krizler sanayiden turizme, tarımdan ticarete kadar tüm sektörlerde büyük hasarlar yaratmaktadır.

Son birkaç yıldaki Pandemi süreci bu zayıf ekonomik yapıya ekstra bir yük yüklemiştir. Sözünü ettiğimiz zayıf ekonominin nedenlerinden biri de ekonomiyi yönetenlerin, reel sektöre gereken önemi vermek yerine, sadece yatırımcıların mallarının satılmasına olanak veren bayiliği tercih etmelerindendir. Esas olarak üretimin zayıf olduğu yerde ekonominin güçlü olması beklenemez. Bu genel kuralın sektörümüze, bizim işimize yansıması ise maliyetlerdeki dayanılmaz ve önlenemez
artışlar; günlük ekonomik yaşantıdaki ağır ekonomik sıkıntılar ile turizmin yerinde saymasına ve gelirin düşmesine neden olmaktadır.

Geçtiğimiz Pandemi süreci, turizm sektöründe çalışan pek çok nitelikli, yetişmiş, her seviyeden kaliteli elemanın turizm sektörünün dışına kaymasına neden olmuştu. Biz sektör olarak en eğitimsiz personeli, kendi çabalarımızda ne kadar yetiştirirsek yetiştirelim bu yetmiyor. Bu çok ciddi
bir eğitim sorunudur. Bu anlamda turizm işvereni ve devlet çok kapsamlı bir temel eğitim politikası uygulamalıdır. Sevgiyle kalın.